30 Temmuz 2009 Perşembe

Şifalı Bitkilerin Kullanımı







Şifalı Bitkilerin KullanımıŞifalı bitkilerle tedavi biliminde önemli bir konu da, tedavi edici ilacın hangi yöntemle hazırlanması gerektiğini bilmektir. Yüzyıllar boyunca, iyileştirici özelliklerin etkinliğini açığa çıkarabilmek için, çok çeşitli bitki hazırlama yöntemleri geliştirilmiştir. Doğru bitki seçimi yapıldıktan sonra, en iyi hazırlama yönteminin saptanması gerekir.Atalarımızın şifalı bitki kullanımında uyguladıkları ilk yöntem, kuşkusuz, taze bitkilerin doğrudan yenmesiydi. Şifalı bitki kullanımının süregeldiği daha sonraki binyıllar boyunca başka uygulama yöntemleri geliştirildi. Ama şimdi bizler, modern farmakoloji biliminin ışığı altında, tedavi için gerekli biyokimyasal maddeleri hangi yöntemlerle en iyi biçimde açığa çıkarabileceğimizi biliyoruz.Daha önce de değinmiş olduğumuz gibi, bir bitkinin kalitesi, yalnızca içerdiği tüm etken maddelerin sayısı ile orantılı değildir. Sinerjik oluşumlar(bir işlevin yerine getirilmesinde birkaç maddenin işbirliği yapması), iyileştirici bir bütün oluştururlar ve oluşturulan bu bütün, parçalarının sayısından daha üstündür. Bitkilerin kullanıma hazırlanma aşamasında eğer bu bütün bozulur veya yitirilirse, iyileştirici gücün önemli bir bölümü de yitirilmiş olur. Bitkilerin kullanıma büyük bir dikkat ve bilinçle hazırlanmaları çok büyük önem taşımaktadır.Bitkilerin tanıtıldıkları bölümde hep kullanım biçimlerinden söz edilecek, ama genelde ayrıntılara girilemeyecektir. İşte biz burada bu boşluğu doldurmaya çalışacağız. Bazı bölümlerin tam anlamıyla anlaşılabilmesi için, konuyu tüm ayrıntılarıyla açıklayan ilgili bölümlerin dikkatle okunması gerekiyor!Okuyucuya kolaylık sağlayabilmek amacıyla, uygulamaları iki ayrı bölümde ele alacağız: İçten kullanımlar ve dıştan kullanımlar.Bitkilerin İçten Kullanım BiçimleriBedensel bütünsellik açısından bakıldığında, şifalı bitkilerin içten kullanılmasının en doğru yöntem olduğunu görürüz; çünkü iyileşme içten dışa doğru gelişir. İyileştirici ilaçların içten kullanımında çeşitli yöntemler uygulanabilir. Ama başarıya ulaşabilmenin başlıca yolunun, bu uygulamalarda kullanılacak yöntemlerin doğruluğundan geçtiği unutulmamalıdır.İçten kullanım için üç hazırlama yöntemi vardır:1-Sulu yöntem2-Alkollü yöntem3-Taze veya kurutulmuş bitkilerSuyla hazırlama YöntemleriSuyla hazırlamada değişik yöntemler uygulanabilir. Haşlayarak demleme(infuzyon), kaynatarak demleme(dekoksiyon), soğuk suda demleme(mazerasyon). Bazı bitki karışımlarında ise, önemli etken maddelerin yitirilmemesi için, yukarıda adı geçen iki veya üç yöntemin bir arada uygulanması bile gerekebilir.Haşlayarak demleme(infuzyon)Çay demlemeyi bilen kişi, bir infuzyonun nasıl yapılacağını da bilir. Şifalı bitki kullanımında uygulanan en basit yöntemdir ve kurutulmuş bitkiler kadar taze bitkiler de kullanılır. Bitki miktarının belirlenmesinde, 1 ölçek kuru bitki, 3 ölçek taze bitkiye eşittir. Aradaki bu fark, taze bitkinin içerdiği su miktarından kaynaklanmaktadır. Yani etki bakımından, 1 tatlı kaşığı dolusu kurutulmuş bitki, 3 tatlı kaşığı dolusu taze bitkiye eşittir.Bir infuzyon reçetesi:1-Önceden ısıtılmış bir cam veya porselen çay demliğine, orta boy bir su bardağı dolusu suya karşı, yarım veya bir tatlı kaşığı kurutulmuş bitki koyulur.2-Demlikteki her yarım veya bir tatlı kaşığı kurutulmuş bitki için, orta boy bir su bardağı dolusu kaynar su eklenir ve 10-15 dakika boyunca, demliğin kapağı kapatılarak demlenmeye bırakılır. Süre sonunda, kapağın içinde yoğunlaşan sıvı tekrar demliğe damlatılır ve çay süzülür.Bu tür bir haşlama demleme yöntemiyle hazırlanan bitki çayları genelde sıcak, ama soğuk ve hatta buz eklenerek de içilebilir. Acı maddeler dışındaki bitki çaylarını, meyan kökü, bal veya kahverengi şekerle tatlandırabilirsiniz. Acı madde içeren bazı bitki çaylarının tatlandırılması ise mümkün değildir ve gereksizdir.İnfuzyonlar için uygun olan bitki organları, içerdikleri etken maddeleri açığa çıkarmak nispeten kolay olduğu için, yapraklar, çiçekler ve yeşil saplardır. Kabuk, kök, tohum veya reçineyi infuzyonda kullanmak istediğinizde, etken maddelerin kolayca açığa çıkabilmesi için, onları öğüterek toz haline getirmemiz gerekir. Rezene ve anason gibi tohumları infuzyonla demlemek istediğimizde de, onları havanda hafifçe ezmek gerekir. Tüm aromatik bitkiler, uçucu yağlarının yitirilmemesi için, ağzı iyice kapalı demliklerde veya benzeri kaplarda demlendirilmelidir.Kaynatılarak Demleme (dekoksiyon)Kullanılan bitki sert veya odunsu ise, etken maddelerin açığa çıkabilmeleri için, dekoksiyonun tercih edilmesi doğru olur. Kökler, odunlar, ağaç kabukları ve bazı tohumların hücre duvarları çok serttir. Etken maddelerin açığa çıkarak suya karışabilmeleri için de yüksek dereceli ısıya ihtiyaç vardır. Bu yüzden bu tür droglar belirli bir süre boyunca kaynatılmalıdır.Bir dekoksiyon reçetesi:1-Bir kabın içine, her bardak su için, yarım veya bir tatlı kaşığı kurutulmuş bitki veya 3 misli taze bitki koyulur. Kurutulmuş bitkiler ya çok ince kıyılmalı veya toz haline getirilmelidir, taze bitkiler ise ince kıyılır. Kullanılan kap, cam, seramik veya emaye metal olmalıdır. Alüminyum kesinlikle kullanılmaz! 2-Gereken miktarda soğuk su kaba eklenir.3-Kabın içeriği kaynatılmaya başlanır ve reçetede belirtildiği süre boyunca kaynatılmaya devam edilir. Bu süre genellikle 10-15 dakikadır. Olası uçucu yağların yitirilmemesi için, kabın kapağı kapalı tutulur ve süre sonunda da, kapağın içinde yoğunlaşan sıvı tekrar kaba dökülür.4-Sıcak çay süzülür ve önerildiği biçimde içilir. Bir bitki karışımında yaprak ve odunsu bitkiler birlikte olduğunda, yapraklar haşlanarak, odunsu bölümler ise kaynatılarak demlenir ve demlenme sonunda birbirlerine karıştırılarak içilir.Uçucu yağ içeren odunsu şifalı bitkiler, kaynatma sırasında uçucu yağlarının bir bölümünü yitirebilecekleri için, toz haline getirilerek infuzyon yöntemiyle demlenmesi, en olumlu sonucu verir.Soğuk Suda Demleme(mazerasyon)Mazerasyonlar, yani soğuk demlemeler, bitkinin etken maddelerine sıcak suyla zarar vermemek için veya sıcak suda açığa çıkabilecek olan bazı zararlı maddelerin açığa çıkmalarını önlemek amacıyla uygulanır. Su ve bitki miktarları, infuzyondaki gibidir. İnce kıyılmış bitkinin soğuk suda demlenme süresi 6-12 saat arasındadır ve ağzı kapalı bir kapta gerçekleştirilir. Süre sonunda süzülür ve içilir, ama eğer istenirse hafifçe ılıklaştırılabilir de.Mazerasyonlar soğuk sütle de yapılabilir, ama kişinin süte karşı hiçbir alerjik tepki vermediğinden emin olmak gerekir.Alkolle Hazırlama YöntemleriEtil alkol, bitkisel etken maddelerin suya göre daha kolay açığa çıkabilecekleri bir çözücüdür. Su-alkol karışımı ise, hemen hemen tüm önemli etken maddelerin açığa çıkabilecekleri en ideal çözücü ve konserve edici bileşimdir. Bitkilerin alkolde çözündürülerek kullanıma hazırlanmaları sonucunda elde edilen ürüne tentür adı verilir. Alkol yerine bazen doğal elma sirkesi de kullanılabilir.Tentür hazırlanması hakkında burada verilen bilgiler, basit ve genel yöntemlere dayanır: Profesyonelce hazırlanan tentürlerde, her bitki için ayrı alkol-su oranı hesaplanır. Kullanılan alkolün derecesi genellikle yüksektir(70 derece civarı). Ama bizim amatörce kullanımlarımız için bu tür inceliklere gerek yoktur. Evde kullanılmak üzere hazırlanacak tentürlerde, 30 derecelik etil alkol, aynı derecedeki votka veya kanyak idealdir. Çünkü 30 derece civarı, tentürü uzun süre konserve edebilecek en düşük dereceli alkol-su karışımıdır.Tentür yapımı için bir reçete:1-Bir cam kabın(kavanoz veya şişe) 1/5 bölümü, ince kıyılarak kurutulmuş bitkiyle doldurulur ve üstüne 30-35 derecelik alkol-su karışımı, çalkalanabilecek kadar bir boşluk bırakılarak doldurulur ve kapak iyice kapanır. Taze bitki kullanımında ise, ince kıyılmış bitki miktarı, kuru bitkinin iki katı, yani kabın 2/5 bölümü olmalıdır.2-Cam kap 2 hafta boyunca sıcak bir ortamda bekletilir ve günde 2-3 kere iyice çalkalanır.3-Süre sonunda, şişedeki sıvı, dört kat edilmiş tülbentten geçirilerek iyice süzülür. 1-2 gün bekletildikten sonra bir kez daha tülbentten geçirilerek süzülür ve koyu renkli şişelere aktarılarak, şişelerin ağzı sıkıca kapatılır. Elde edilen bu başlangıç tentürü, serin bir ortamda saklandığında, kullanım süresi 2-3 yıl civarındadır.Tentürün inceltilerek güçlendirilmesi: Bazı bitki tentürlerinin kullanımında başlangıç tentürü tercih edilir. Ama tentürler genellikle inceltilip-güçlendirilerek kullanılır ve bu konudaki tercihler, konu literatüründe (Homöopathie) tespit edilmiştir. İnceltme-güçlendirme yöntemi: 1 ölçü başlangıç tentürü, 9 ölçü 30-35 derecelik alkol-su karışımı ile koyu renkli küçük bir şişede inceltilir ve iyice çalkalanır. Elde edilen tentür, desimal ölçüye göre, D1’dir ve şişenin üstüne, kullanılan bitkinin adı, tentür yapımının tarihi ve incelti derecesi (D1) bilgilerini içeren bir etiket yapıştırılır. D 1 inceltisinden alınan bir ölçü, aynen yukarıdaki gibi 9 ölçü alkol-su karışımıyla inceltilir, iyice çalkalanır ve D2 olarak etiketlenir. Böylece, kullanımı önerilen incelti derecesine ulaşılır (D4, D6 veya D 20 vs). Homöopathie biliminde (tentür ile tedavi) 2 yüzyıl boyunca yapılan sürekli araştırmalar ve insan üzerinde yapılan deneylerle, hangi hastalıklara karşı hangi bitkisel, hayvansal veya mineral tentürün hangi incelti derecesinde, hiçbir yan etki yapmadan başarılı olabileceği kesinlikle saptanmıştır. Homöopathi yöntemleriyle yapılacak tedavilerde, konu literatüründe yerini almış olan bu incelti derecelerine ve kullanım dozajlarına mutlaka uyulmalıdır. Bazı hastalıklara karşı çok yüksek incelti dereceleri (örneğin D30) önerildiğinde, konunun yabancısı olan kişi şaşkınlığa kapılabilir, ama bu tespitler kesinlikle doğrudur, çünkü tentürlerin etkinlikleri genelde inceltildikçe artar! Tentürler, kullanım miktarları göz önüne alındığında, bitki çaylarından çok daha etkilidirler. Çok değişik kullanım biçimleri vardır. Doğrudan dil üstüne, biraz suya karıştırılarak veya sıcak suya karıştırılarak kullanılırlar. Alkol almak istemeyen veya alkol yasağı altında olan kişiler için sıcak su karışımı idealdir, çünkü alkol sıcak suyun içinde kısa sürede uçar ve geriye yalnızca bitkisel etken maddeler kalır. Tentürler ayrıca, tam veya yarım banyolara eklenerek de kullanılabilirler.Ayrıca, bitki şarapları da hazırlanabilir. Bu şaraplar çok lezzetli olabilir, ama tentürler gibi uzun ömürlü olmazlar. Şifalı bitkiler bölümünde bu tür reçetelerle tanışacaksınız.Sirke TentürleriTentürler, alkol yerine sirke ile de hazırlanabilir. Sirke asidi de aynen alkol gibi, bitkinin etken maddelerini açığa çıkarır ve konserve eder. Bu işlem için özellikle elma sirkesi uygundur, çünkü elma sirkesinde zaten sağlığı destekleyici etken maddeler vardır. Kimyasal sirkeler kullanılmamalıdır. Hazırlama yöntemi aynen alkollü tentürlerdeki gibidir. Eğer elma sirkesine aromalı bitkiler eklenirse, mutfakta da kullanılabilecek çok hoş kokulu bir sirke elde edilmiş olur.ŞurupTadı kötü olan sıvı ilaçlarda(bitki çayı veya tentür), tatlandırıcı bir katkı kullanmak yararlı olabilir. Böylece, çocuklara verilecek öksürük çayları veya bitki özsuları lezzet bakımından cazip kılınmış olur.Basit bir şurup şöyle hazırlanabilir: Bir kilo toz şekere yarım litre kaynar su eklenir ve hafif ısıda, şeker eriyip sıvı kaynamaya başlayana kadar sürekli karıştırılır. Kaynamaya başladığında hemen ocaktan çekilir.Bu basit şurup, tentürlerle çok iyi uyum sağlayabilir. Bir ölçü tentür ve iki ölçü şurup iyice karıştırılır ve koyu renkli bir şişeye aktarılır, kapak iyice kapatılır ve serin bir ortamda saklanır. Taze bitki özsuları veya bitki çayları da şurupla karıştırılarak kullanılabilir. Özellikle, bitki özsuları ile öksürüğe karşı hazırlanan şuruplar başarıyla kullanılabilir.Kurutulmuş Bitkilerin Doğrudan KullanımıBazen kurutulmuş bitkilerin doğrudan kullanımının da yararlı yönleri vardır. Örneğin, tadı kötü olan bir bitkinin tadı alınmadan kullanılması ve bitkinin tümünün, odunsu bölümleri de dahil olmak üzere kullanılabilmesi. Daha da önemlisi, fazla sıvı almaması gereken (örneğin ağır böbrek hastası) kişilerin de bitki kullanımından yararlanabilmeleridir. Tabi ki elde edilecek yarar bitki çaylarına oranla daha az olacaktır, ama sonuçta küçük oranlarda önemli bir etki yaratabilirler. Kuru bitki kullanımının bir dezavantajı da, bitkilerin tadının alınamamasıdır. Çünkü acı madde bitkilerinin öncelikli etkisi, tat alma duyusunun beyne gönderdiği uyarılarla gerçekleşir. Bu tür bitkiler kapsüllerin içinde alındığında, etki azalacak ve hatta hiç ortaya çıkmayacaktır. Ama kişi yine de bitkileri kuru biçimde kullanmak istiyorsa, bitkileri elden geldiğince inceltmeye, toz haline getirmeye çalışmalıdır. Ancak bu durumda bitkinin tüm hücre duvarları yıkılacak ve böylece etken maddelerin beden tarafından özümlenebilmesi kolaylaşacaktır. Bu kullanım biçimi için gereken boş kapsüller eczanelerden veya ecza depolarından temin edilebilir.Bitkilerin Dıştan Kullanım BiçimleriŞifalı bitki bileşimlerinin bedene deri yoluyla da girebileceği gerçeğinden yola çıkılarak, şifalı bitkilerle tedavi biliminde bu amaçla pek çok yöntem geliştirilmiştir. Örneğin, vajinal yıkamalar da, içten kullanım izlenimi vermelerine rağmen, genel anlamda dıştan kullanım kategorisine girmektedir.BanyolarYarım litre bitki çayı katkısıyla hazırlanan bir tam banyo, bitkisel etken maddelerin deri yoluyla alımının en etkili ve keyifli biçimidir. Bir başka seçenek de, oturma banyosu veya el ve ayak banyolarıdır. Çayı içilen her bitki banyo katkısı olarak da kullanılabilir. Tabi ki, şifalı bitkiler fevkalade kokulu banyolar için de kullanılabilir.Rahatlatıcı banyo katkıları için birkaç örnek: Yatıştırıcı ve aynı zamanda da hoş kokulu bir banyo için, lavanta, oğulotu, mürver çiçeği veya biberiye katkısı kullanılabilir. Dinlendirici ve iyileştirici bir uyku sağlayabilmek için, kediotu kökü, şerbetçiotu veya ıhlamur katkılı bir banyo çok etkili olabilir. Uykusuz çocuklar veya diş çıkaran bebekler için, mayıs papatyası veya ıhlamur katkıları kullanılabilir. Ateşli hastalıklarda veya kan dolaşımının uyarılması gereken durumlarda, zencefil ve civanperçemi gibi uyarıcı ve terletici etki içeren katkılar çok rahatlatıcı olabilir.Bunlar yalnızca birkaç örnektir. Öteki bitkileri de kişi kendisi bulabilir. Ayrıca eterli uçucu yağlar da, birkaç damla olarak banyo suyuna eklenebilir. Bitkisel katkılı tam banyolar, banyo küvetinde, 37-38 derece sıcaklıktaki suyun içinde 15-20 dakika kalarak yapılır. Süre sonunda kurulanmadan bir bornoza sarılıp, yatakta bir süre dinlenilmelidir. Oturma banyoları, el ve ayak banyoları da 10-15 dakikalık bir sürede yapılır. Banyolar sırasında ve sonrasında üşütülmemeye büyük özen gösterilmelidir.Önceden hazırlanan bitki çaylarının banyo suyuna eklenmesi yerine, bir tülbendin içine bağlanan bitkiler sıcak banyo suyuna atılabilir ve böylece daha taze bir banyo katkısı elde edilmiş olur.Vajinal YıkamalarDıştan kullanımın bir başka türü de vajinal yıkama yöntemleridir ve lokal enfeksiyonlara, tahrişlere, mantar rahatsızlıklarına karşı uygulanır. Her yıkama için taze bitki çayı hazırlanmasına gayret edilmelidir. Bitki çayı beden ısısına uygun derecede ılıklaşınca (37 derece), yıkamada kullanılacak olan şırınganın içine çekilir ve vajinanın içine boşaltılır. Sıvının vajinada uzun süre tutulmasına gerek yoktur. Vajinal yıkamayı gerektiren rahatsızlıklarda, belirtinin sona ermesinden 3-4 gün sonrasına kadar yıkama günde 3 kere uygulanmalıdır. Ama 5-6 günlük bir tedavi sonrasında bir rahatlama olmadığında uzman doktora başvurulmalıdır.MerhemlerÇeşitli merhem yapma yöntemleri vardır ve bu çeşitlilik genelde kafa karıştırıcıdır. Ben burada size basit bir geleneksel yöntemi açıklamaya çalışacağım: Merhemde kullanılacak taze bitki veya bitkiler çok ince kıyılır (iki büyük avuç dolusu). Yarım kilo margarin bir tencerede eritilir ve kızartma yapma kıvamına kadar kızdırılır, bitkiler yağın üstüne eklenir ve karıştırılır. Arada bir karıştırılarak 2-3 dakika pişirildikten sonra tencerenin kapağı kapanır ve demlenmeye bırakılır. Bir gece boyunca serin bir ortamda bekletildikten sonra, ertesi gün yine ocağa koyulur ve hafif ısıda erimeye bırakılır. Bir yandan da, 200g kadar vazelin bir başka kapta eritilmeye başlanır. Bitki yağı iyice ısındığında, üstüne tülbent serilen bir süzgeçten geçirilerek süzülür ve damlamaya bırakılır. Posa sıkılmamalıdır, aksi halde bitkinin özsuyu da yağa karışır ve merhem tabanına çökerek küflenir. Süzülen margarinle öbür tarafta eriyen vazelin birbirine eklenerek karıştırılırken, merheme hoş bir koku kazandırmak için, karışımın içine 15-20 damla bitki esansı (kekikotu, muz, elma veya lavanta) damlatılır ve iyice karıştırılır. Ayrıca, eğer istenirse, merheme iyi bir kıvam kazandırmak için, 20-30g kadar hakiki balmumu da eritilerek, merhem sıvısı sıcakken eklenir ve çok iyi karıştırılır. Vazelin nedeniyle merhem hızla katılaşacağı için, önceden hazırlanmış olan temiz merhem kaplarına aktarılır ve iyice soğuyana ve nemi uçana kadar kapların ağzı kapanmaz. Bu merhem aylar boyunca bozulmadan kullanılmaya hazır halde bekler. Buzdolabına gerek yoktur, ama sıcak ortamda bekletilmemelidir.Aslında, derinin en iyi biçimde emebileceği merhem dolgu maddesi domuz içyağıdır. Kokusundan ve niteliğinden rahatsız olmayanlar, margarin yerine domuz içyağı kullanabilirler. Hatta, vazelin bile katmadan, merhemleri yalnızca bu hayvansal yağla hazırlayabilirler, ama bu tarz merhemin sürekli buzdolabında saklanması gerekir.KompreslerSıcak bir kompres, iyileşmeyi hızlandırabilmek için, şifalı bitkilerin deriyi etkileyebilmelerini sağlayan çok yararlı bir uygulamadır. Temiz bir bez veya pamuk sıcak bitki çayına batırılıp, hafifçe sıkıldıktan sonra söz konusu bölgeye uygulanır. Kompreslerin etkili olmaları sıcak kalmalarına bağlıdır. Bu nedenle kompresler sık sık tazelenir veya bir naylon parçasıyla örtüldükten sonra, üstüne sıcak bir termofor koyulabilir.BİTKİLERİN TOPLANMASIŞifalı bitkilerden en iyi şekilde yararlanabilmek için onları tanımak, doğru zamanda, uygun yerde ve gerektiği biçimde toplamayı bilmek gerekir. Bitkilerin şifalı özelliklerinden yararlanabilmek için en etkin kullanım şekli taze toplanmış olanlarındadır. Taze bitkiler Şubat sonundan başlayarak Kasım sonuna kadar toplanabilir. Eğer yerleri önceden biliniyorsa, kar altından bile toplanabilir.Kış için toplanmak isteniyorsa, onları en etkin oldukları zamanda toplamaya özen gösterilmelidir.Çiçeklerde: Çiçeklenme başlangıcında.Yapraklarda: Çiçeklenmeden önce ve çiçeklenme zamanında.Köklerde: İlkbahar başlangıcında ve sonbaharda.Meyvelerde: Olgunluk zamanı seçilmelidir.Yalnızca sağlıklı, temiz ve haşaratsız bitkiler toplanmalıdır.Güneşli günlerde sabah saatlerinden sonra, bitkiler iyice kurumuş duruma geldikten sonra toplanmalıdırlar. Çiçek ve yapraklar toplanırken, ezilmemeli ve plastik torbalara veya cebe konulmamalıdır. Bu durumda bitkiler terlemeye başlar ve kurutulurken kararırlar.Toplama yapılmayacak yerler: Kimyasal gübre kullanılmış tarlalar, çayırlar, kirli ve mikroplu suların kıyıları, trenyolları, karayolları ve endüstri alanı dolayları.KURUTULMABitkiler kurutulmadan önce yıkanmazlar, ama ince ince kıyılırlar. Daha sonra bezlerin veya baskısız kağıtların üstüne serpiştirilir ve gölgeli, havadar ve sıcak yerlerde elden geldiğince çabuk kurumaya bırakılır. Köklerde, kabuklarda ve çok sulu bitki bölümlerinde, zaman zaman kurutma için yapay sıcaklıkta kullanılabilir. Fakat sıcaklığın 35 dereceyi geçmemesi gerekir. Dikkatle yıkanan kökler, Ökseotu ve benzerlerinin, kurutulmaya bırakılmadan önce kıyılmaları daha iyi olur. Ancak tam anlamı ile kurumuş bitkiler kış aylarına saklanabilirler. Bu görev için cam kaplar veya ağzı kapanabilir karton kutular idealdir. Plastik kaplar ve teneke kutular kullanılmamalıdır. Bitkiler ışktan korunmalıdır (Renkli cam kaplar,yeşil renkliler en uygun olanlarıdır). Hazırlanan stok yalnızca bir kış için olmalıdır. Bitkiler şifa özelliklerini zamanla yitirirler.ÇAY HAZIRLAMAK Haşlayarak demleme: Belirtilmiş oranda taze bitki, cam veya metal olmayan başka kaba koyulur. Kaynamaya başlayan su ocaktan alınır ve hazırlanmış olan bitkinin üzerine dökülür. Taze bitkilerin demlenmeleri için fazla beklemeye gerek yoktur (birbuçuk-iki dakika yeterlidir). Çay açık renkli olmalıdır, açık sarı veya açık yeşil. Kurutulmuş bitkilerin demlenmesi ise biraz daha uzun sürer (Üç dakika kadar). Bu şekilde hazırlanmış çay hem daha yararlıdır hemde göze daha hoş görünür.Belirtilen miktarda kök, gerekli görülen süre boyunca soğuk suda bekletildikten sonra, kısa süre kaynatılır ve üç dakika demlenmeye bırakılır.Günlük çay miktarı termosa konulur ve gün boyunca tavsiye edilen miktarda yudumlanarak içilir.Genel olarak, dolu bir çay kaşığı ince kıyılmış bitki, çeyrek litre, yani bir çay fincanı suya yeterlidir. Duruma göre de değişebilir.Soğuk suda yumuşatma: Bazı bitkiler (örneğin Ebegümeci, Ökseotu ve Eğirkökü) sıcaklığın etkisi ile birkısım özellikleriniı yitirebilecekleri için, kaynatılmamalıdır. Bu bitkilerden elde edilen çaylar soğuk su ile hazırlanır. Belirtilen ölçüde bitki, soğuk suda 8-12 saat bekletilir (genellikle geceleri). Süre dolduktan sonra, içilebilecek derecede ısıtılarak, önceden kaynar su ile çalkalanmış bir termosa doldurulur. Soğuk suda bekletme ve haşlama karışımından elde edilen çay türü ise, şifalı bitkilerden en iyi yararlanma biçimi olarak belirtilebilir. Bitkiler, belirtilmiş su miktarının yarısının içinde gece boyunca bekletilir ve sabahleyin süzülür. Suyu süzülmüş olan bitkiler, belirli su miktarının öbür yarısı ile haşlanır ve yeniden süzüldükten sonra, soğuk ve sıcak çay karıştırılır.TENTÜR HAZIRLAMAKTentürler 38-40 derece mısır veya meyve damıtılmış içkilerinin kullanımı ile elde edilebilir. Bir şişe veya ağzı kapanabilen bir cam kap, ağzına kadare gevşek bir biçimde bitki ile doldurulur ve üstüne bu alkollü içki (kanyak) dökülür. Sıvı içkilerin üstüne çıkmalıdır. Ağzı iyice kapatılan şişe 14 gün veya daha uzun bir süre güneşte veya sıcak bir ortamda (20 dereceye kadar) bekletilir, sık sık çalkalanır ve süre dolup süzüldükten sonra, bitki posalarının suyuda sıkılır. Tentürler içten damla olarak ve çayla karıştırılarak, dıştan da kompres ve friksiyon yapılarak kullanılır. ÖZSU ÇIKARMAKBitkilerin taze özsuları, damla olarak alınmaya veya hasta organları nemlendirmeye uygundur. Bu özsular, evlerde kullanılan meyve sıkma aygıtı ile de elde edilebilir. Bitkilerin özsuyu her gün taze olarak sıkılabilir. Ağzı iyice kapalı küçük şişelerin içinde buzdolabında saklandıklarında da dayanabilirlerBİTKİ LAPASISaplar ve yapraklar, bir tahta tabla üstünde, kalın oklava ile yaprak lapası haline gelene kadar ezilir. Elde edilen lapa, bir keten bezin üstüne yayılarak, hasta organın üstüne yatırılır. Sargı bezi ile sarılır ve sıcak tutulur. Bu lapa kompresi sabaha kadar kalabilir.BİTKİ-BUHAR KOMPRESİİçinde su kaynayan bir kabın üstüne yerleştirilen süzgecin içine taze veya kurutulmuş bitkiler konulduktan sonra, süzgecin üstü kapanır. Bir süre sonra, yumuşamış olan bu sıcak bitkiler bir bezin üstüne yerleştirilerek, hasta organın üzerine yatırılır. Hepsi bir yünlü kumaşla örtülür ve başka bezlerle sıkıca sarılır. Hasta kişi üşümemelidir. Örneğin , Atkuyruğu buğu kompresleri çok etkilidir. Buğu kompresleri, iki saat veya sabaha kadar organın üstünde kalabilir.MERHEM VE YAĞ HAZIRLAMAKİki avuç bitki ince ince kıyılır. 500 gr kaz yağı veya domuz yağı , iç yağı veya doğal margarin, sanki kızartma yapılacakmış gibi, bir kabın içinde kızdırılır. Bitkiler bu kabın içine atılarak karıştırılır, tava ocaktan çekilir, kapağı kapatılır ve soğuk bir yere bırakılır. Ertesi gün, tavanın içindekiler hafifçe ısıtılır, bir tülbentten süzülür ve hazırlanmış olan merhem kaplarına boşaltılır.Bitki yağı hazırlanırken, çiçekler veya yapraklar gevşek olarak bir şişeye doldurulur ve bitkilerin iki parmak üstüne çıkacak kadar, soğuk sıkılmış zeytinyağı eklenir. 14 gün güneşte veya ocak, soba yakını gibi sıcak bir yerde bekletilir ve süzülürBANYO KATKISITam banyo: Gerekli bitkiler geceden soğuk suya konulur. Bir banyo için bir kova dolusu taze bitki (6-8 litre) veya 200 gr kurutulmuş bitki gereklidir. Ertesi gün bu miktar ısıtılır ve süzüldükten sonra banyo suyuna eklenir. Banyo süresi 20 dakikadır. Kalp bölgesi, soyun dışında kalmalıdır. Banyodan sonra kurulanılmaz ve bir bornozun içinde, sıcak yatakta bir saat kadar yatılarak terlenir.Yarım banyo:Bir yarım banyo için, yarım kova taze bitki veya 100gr kurumuş bitki gereklidir. Yarım banyonun hazırlanışı da aynı tam banyo gibidir. Banyo suyu ancak böbreklerin üstüne kadar çıkmalıdır. Bitki özelliklerine uygun önerilere dikkat edilmesi gerekir. Bu banyo suları, ısıtılarak bir kere daha kullanılabilir.